Allah Tanrı’yı Kışladan da Kovdu!
Atsız’ın MHP’nin meşhur Adana Kongresi sonrası gazetecilere “MHP’de Allah Tanrı’yı kovdu” dediği söylenir. Tanrı kitaplardan, şarkılardan, televizyon ve gazetelerden kovuldu. Bir tek 22 asırlık çınarda yaşatılıyordu. Türk Ordusu’nda! İç İşleri Bakanlığı’nın Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderdiği “Yemek Duası” yönergesiyle bu da son bulmuş oldu. Anlaşılan Allah, Tanrı’ya bu topraklarda yaşam hakkı tanımayacak…
TDK Sözlük’te “Kainatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık” olarak tanımlanmış Tanrı sözü. Eski Türkçede Tengri olarak kullanılan kelime zamanla Tanrı halini almış. Kısaca yaratıcının Türkçe adı TANRI! Yaratıcıyı kendi dilimizle anmayı lanetleyen anlayış nasıl oldu da bu kadar kök saldı? İfade etmek zor. Türkçe ezana karşı yaratılan tepkinin etken olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz diye düşünüyorum. Tabii buna bir de NFK gibi İslamcılık adı altında Türkçeyi aşağılayan şahsiyetlerin katkılarını da eklemek lazım. Daha önce “Tanrı kulundan dinlediklerim” adında eser çıkaran “üstat” çok sonra kendisine Tanrı kelimesi hakkındaki düşüncesi sorulduğunda “Allah Tanrı’nın belasını versin!” Duası kabul olmuşa benziyor…
Bence bu hususta dikkat edilmesi gerek en önemli husus, yine dini hassasiyet kisvesine büründürülmüş Türk düşmanlığıdır. Türkçe ezan, Türkçe hutbe konusunu yıllar yılı kara propaganda meselesi haline getirenlerin “kürtçe ezan” konusunda, Çözüm Süreci sonuna dek ses çıkarmadıklarını gayet iyi biliyoruz. Yüce yaratıcının diğer dillerdeki karşılığı hiçbir şekilde sıkıntı yaratmazken Türkçe karşılığına tepkinin kaynağı kesinlikle Türk’e karşı duyduları kinle açıklanabilir.
Hüda, Mevla, Rabb, İlah kelimelerinin kullanımına herhangi bir itiraz duymadım. Bunun yanında, yurtdışında yaşayan biri olarak müslümanların gayri müslimlerle olan konuşmalarında “God” kelimesini gayet rahat kullandıklarına şahit oldum. Müslümanlarca hazırlanan Hollandaca Kuran’ın giriş kısmında “en jij Mohammed, bodschaper van GOD” (ve sen Muhammed, Tanrı’nın elçisi.) kullanılırken de herhangi bir sakınca görülmemiş. Sıkıntı demek ki Türkçe karşılığı olan Tanrı kelimesinde.
Tanrı sözcüğüne karşı olanların gerekeçeleri arasında “Tanrı-Tanrıça tanımları cinsiyet ayrımını göstermektedir. Allah cinsiyetten münezzehtir.” Ifadesine denk geldim. Hollandacada God kelimesi yaratıcı anlamında kullanıldığı gibi erkek tanrı için God, dişi tanrı için Godin tabiri de kullanılmaktadır. Bu tanımlara dayanarak müslümanların God kelimesinden de imtina etmeleri gerekirdi. Almancada Göttin, İngilizcede Goddes kelimeleri de keza Tanrıça manasına gelmektedir.
Batılı dilleri bir kenara bırakırsak. İbranice Elah’tan gelen İlah kelimesini kullanmakta da bir sakınca görmemekte islami kesim. Oysa İlahe kelimesi de tanrıça manasına gelmektedir ve yaratıcıya cinsiyet atfetmektedir. Sunulan bu tuhaf gerekçelerin içi boştur. Atsız’ın belirttiği “Türklüğe düşman üç zümre”nin aşağılık işlerinden biridir.
İslami kimliğiyle (!) tanınan Hüda-Par üyeleri, gösterilerinde “xweda” pankartı açarken, Kürtçe Kuran meallerinde Allah yerine Xweda kelimesi kullanılırken Tanrı kelimesine karşı sergilenen duyardan eser görülmez. Hatta bırakın karşı çıkmayı, bu kullanım teşvik de edilir. Devlet yetkilileri attıkları tvitlerde, devlet televizyonu verdiği haberlerde “xweda” kelimesini kullanmakta bir sakınca görmezler. Hatta Lice Kaymakamlığı, resmi internet sitesinden kürtçe geçtiği kutlamada bu kelimeyi kullanır… (2013)
Türk düşmanlarını bir kenara bırakacak olursak Tanrı sözcüğü Türkçedir. Yüzyıllar boyunca Türkler yaratıcıyı bu isimle andılar. Şimdi müslümanlığı Araplaşma olarak anlayan kıt zihniyet eliyle yaratıcıyı kendi dillerinde anmaları yasaklanıyor. Bunu kabullenmek kendi dilimize, kendi kanımıza ihanet etmekle eşdeğerdir. Osmanlı döneminde yapılan ilk tercümelerde de yine Allah’ın karşılığı olarak Tanrı/Tengri kullanılmıştır. Ki bu tercüme Molla Fenari’ye aittir.
Tanrı sözcüğünü kullanmaya ısrarla devam etmeliyiz. Çünkü Tanrı’dan vazgeçmek çok büyük bir mevzinin kaybı anlamına gelir. Bu topraklarda Tanrı’nın yenilgisi, Türklüğün yenilgisidir.
Şimdiki islamcılar kadar müslüman olmayı başaramayan bir kaç zattan alıntıyla yazımı sonlandırayım…
“Tengri: Allah azze ve celle.” Kaşgarlı Mahmud
“Tengri teâlâ sözin, Resulullâh sünnetin.” Hoca Ahmed Yesevi
“Aşk mı derim ben ona, Tanrı’nın uçmağını seve..” Yunus Emre
“Her kim (ki) ona (peygambere) ulaştı, ulaştı Tanrı’ya.” Süleyman Çelebi
“Tanrı’nın gölgesi olan padişah Revan’da galip” Evliya çelebi
“Devran sana memleket ve taht verdi, Tanrı bahtını daim kılsın” Yusuf Has Hacib
“Amin diyenler Tanrı’nın yüzünü görsün.” Dede Korkut
Mahir ŞANLI
Kaynakça:
Divanü Lugati’t Türk – Kaşgarlı Mahmud (Kabalcı – 2007)
De Levende Koran – (2013 Rotterdam)
Dede Korkut Kitabı – (Yunus Zeyrek)
Kutadgu Bilig – Yusuf Has Hacib (Seçmeler – Hazırlayan: Ö. Tabaklar – F. Korkmaz)
Leave A Comment